Budizm, hayattaki acı, ızdırap ve tatminsizliğin kaynaklarını
açıklayan ve bunların giderilmesinin yollarını gösteren bir öğretiler
topluluğudur. Farklı bakış açılarına göre din veya felsefe olduğu kabul
edilir. Budizm'de öğretilerin ana çatısını, meditasyon gibi içe bakış
yöntemleri, reenkarnasyon denilen doğum ölüm döngüsünün tekrarı ve karma denilen neden-sonuç zinciri gibi kavramlar oluşturmaktadır.
Budizm Sanskritçe ve Pali dillerinindeki eski Budist metinlerinde 'uyanmış kişi - farkında olan' anlamına gelen Buddha kelimesinden gelir. Çağımızın Budası da denilen Siddhartha Gautama Budizm'in kurucusu olarak kabul edilir.
Budizm Siddhartha Gautama'nın ölümünden sonra 500 sene boyunca Hindistan Yarımadasında, daha sonra Asya ve dünyanın geri kalanında yayılmaya başladı.
Tarihçe [değiştir]
Budizm M.Ö. 563-M.Ö. 483 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen, bugün Buddha olarak bilinen Siddhartha Gautama
tarafından kurulmuştur. Siddhartha Gautama kuzey Hindistan'da bir prens
olarak doğduktan sonra, hayattaki acıları sona erdirmek için bir yol
bulmak amacıyla krallığını terk etmiş ve uzun çalışmalar sonucunda
aydınlanmaya ulaşmıştır.Diğer kak dinler gibi bozulan bir dinin
peygamberi olabileceği tatısılmaktadır.
Siddhartha Gautama'nın, Nepal'deki Lumbini'de[1] doğduğu düşünülmektedir. Yaygın olmamakla birlikte Hindistan-Nepal sınırındaki Kapilavastu'da
doğduğuna dair iddialar da vardır. Geleneksel olarak kabul edilen yaşam
hikâyesi şöyledir: Siddhartha Gautama klanı ve Sakya kabilesinden bir
prens olarak dünyaya gelir. Doğumundan kısa bir süre sonra babası Kral Suddhodana'yı bilge olduğu varsayılan bir kişi ziyaret eder. Siddhartha hakkında "Bu çocuk ya muhteşem bir kral (chakravartin), veya muhteşem bir kutsal adam (Sadhu) olacak"
der. Siddhartha'nın ileride kral olarak yerine geçmesini arzulayan
babası ise, onun yaşamı boyunca acı ve ölüm gibi hayatın gerçeklerinden
habersiz sarayda yaşamasına çaba gösterir. Bundan dolayı Siddhartha
hayatının ilk 29 yılını insan nefsinin arzu edebileceği her tür
zenginliğin içinde yaşamıştır. Babasının çabalarına rağmen Prens
Siddharta 29 yaşındayken, ilk kez bir yaşlı insanın acı çektiğini
görür. Bu olaydan sonra sarayın dışında yaptığı gezintilerde, hasta bir
adam, çürümüş bir ceset ve çileci bir derviş[2] görünce hayatın ızdırap içerdigini farkeder ve acıyı altetmek için çileci bir derviş olarak yaşamaya karar verir.
Derviş olmak için görkemli hayatı arkasında bırakarak sarayından
ayrılan Siddhartha, başlangıçta çeşitli dervişlere katılarak onların
çileci öğretilerini izler. Bu dervişler toplumdan ayrı, yoksun bir
hayat sürerek açlık, kendine eziyet gibi çeşitli yöntemlerle
nefislerini engellemeye çalışmaktadırlar. Uzun süre bu yoksun hayatı
izleyen Siddhartha bu yöntemlerin insana açlığa dayanma, hassas
fısıltılar duyma, vücutta ağrı hissetmeme gibi olağanüstü ruhani güçler
kazandırdığını farkeder, ancak aynı zamanda vucuduna zarar verdigini de
görür.[3]
Siddhartha, bu yöntemlerin aradığı cevaba ulaşmasına katkıda
bulunmadığını, prens olarak zenginlikler içindeki hayatında olduğu gibi
tatminsizlik ve huzursuzluk yarattığına karar verir. Böylelikle çileci
yaşamına son vererek anapanasati[4]
denilen "nefesi dikkatle takip etme" meditasyonunu geliştirir. Çileci
yaşam yerine, ne nefsin her isteğine boyun eğen, ne de vücudu
yıpratacak kadar mahrum bırakan, Orta Yol olarak tanınan bir
yaşam şekli geliştirir. Söylenceye göre çileci hayatı terk etmesi bir
gün köylü bir kızın getirdiği süt ve pirinç muhallebisini kabul
etmesiyle olur; ve bir incir ağacının altında nefes meditasyonuna oturur. 49 günlük meditasyondan sonra, 35 yaşındayken ilmini tamamlar ve günümüz Bodh Gaya'sında bulunan bu ağacın altında aydınlanmaya ulaşır.
Aydınlanmasından sonra Buda veya Gautama Buddha adını alarak öğretilerini yaymaya başlar. Hindistan'ın kuzeyini, Ganj kıyılarının kutsal kenti Benares ve dolaylarını yeni felsefesini anlatarak gezen Gautama Buddha, kayıtlara göre 80 yaşında Kuşinigar'da (Hindistan) ölmüştür.
Gautama Buddha'nın ölümünden sonra Budizm Güneydoğu, Doğu ve Kuzey
Asya'da yayılmıştır. 20. yüzyıla gelindiğinde Avrupa ve Amerika'da da
ilgi görmeye başlayan Budizm, pekçok farklı mezhep ya da okula
ayrılmıştır.
Mezhepler [değiştir]
Bugün genelde kabul gören sınıflandırmaya göre, Budizmde başlıca dört akım vardır. Bunlar:
Hinayana (küçük taşıt) adı da verilen Theravada
Budizmi (eskilerin yolu), bireyleri bu dünyanın sıkıntı ve
ızdıraplarından kurtarmayı amaçlar. Yani, öncelikle bireyin yazgısını
ve kurtuluşunu dikkate alır. Buna göre, acı çekmekten kurtulmanın tek
yolu, yaşamdan el etek çekerek, Nirvana'ya ulaşmakla elde edilebilecek olan ahlak yetkinliğidir. Buna karşın Mahayana Budizmi (büyük taşıt),
bireyden çok tüm insanlığı, yani bütünü dikkate alır. Bu anlayışa göre,
büyük borç gerçekte tüm insanlığa hizmet ettikten sonra ödenmiş
olacaktır ve bireyin yalnızca kendisini kurtarmasının hiçbir önemi
yoktur. Üçüncü büyük mezhep olan Vajrayana, Mahayana'dan türemiş
tantrik bir okuldur. Felsefi açıdan Mahayana'dan çok farklı değildir
ancak uygulamada yepyeni yöntemler ekler.
Bütün Budist mezhepler "yeniden doğum" (reankarnasyon) ve karma inançlarını kabul eder. Karuna adı verilen Budist merhamet anlayışı da tüm okullarda ortaktır. Bundan başka bütün Budist mezhepleri ve okulları Dört Yüce Gerçek, Sekiz Aşamalı Asil Yol, 12 halkalı nedensellik yasası gibi temel Budist öğretileri kabul eder.[5]
Theravada [değiştir]
Budist Tapınak, Chiangmai, Tayland
Güney Budizm, Pali Budizm, ya da Mahayana Budistleri tarafından
"Hinayana" (küçük taşıt) olarak da nitelendirilen, Budizmin en eski
okulunun günümüzdeki tek temsilcisidir;[6] disipline ve monastik hayata büyük önem verilir; rahipler için katı kuralları vardır. Theravada yalnızca Pali derlemesi'ni
kabul eder, Mahayana mezhebinden farklı olarak mistisizm ve mistik
spekülasyonlara yer verilmez, felsefidir; ruhun ve Tanrı'nın olmadığı
olgusu üzerine en çok duran Buddhizm mezhebidir.
Mahayana mezhebinden farklı olarak yalnızca Gautama Buddha'nın
öğretilerinin "üstün" olduğu kabul edilir, daha sonra aydınlanan ve
"Buddha" olarak isimlendirilen kişiler Gautama seviyesinde değillerdir,
Mahayana'nın aksine diğer Buddha'ların da değil yalnızca Gautama'nın
öğretileri kutsal metin olarak kabul edilir. Nirvana'ya ulaşmak için
pek çok kere ölüp yeniden doğarak "gelişmek" gereklidir.
Mahayana [değiştir]
Ana madde: Mahayana
Mahayana mezhebi içinde, her biri farklı Sutraları vurgulayan, farklı okulları barındırır. En önemlileri, Arık Ülke Budizmi, Zen Budizm ve Niçiren Budizmi'dir.
Pali Derlemesi, Mahayanacılar için sadece "başlangıç" seviyesinde olan kutsal metinlerdir. Theravada'dan farklı olarak pek çok Mahayana Sutrası kabul edilir. Hatta kimi okullar bunların öğreti olarak Pali derlemesinden daha ileri seviyede ve üstün olduğu söylenir.
Mahayana Budizmine göre Buda-doğası
herkesin içinde bulunur. Aydınlanmaya ulaşabilmiş çeşitli üstün
varlıkların insanlara yardım edebileceği inancı, göksel mekanlar ve
zengin bir kozmografyaya sahiptir.
Nanshan Chan tapınağı, Longkou Yantai, Çin
Zen
Budizmi Japon ve Çin olmak üzere başlıca iki okula ayrılır. Çin'de bu
okula "Chan" adı verilir. Japon Zen'inden farklı olarak biraz daha
felsefidir ve Shurangama Sutra'ya ayrıca önem verilir. Japon Zen'inde
başlıca Rinzai, Soto ve Obaku okulları vardır. Rinzai okulu koanlara fazlaca önem vermesiyle tanınır.
Zen Budizmi kavramlardan ve kelimelerden daha çok anlamın, mananın
üzerinde durmaktadır. İnanca olduğu kadar meditasyona ve kişisel deneye
verdiği önemle diğer Budist okullarından ayrılır. Yeniden doğum olgusu
üzerinde fazla durulmaz, anı yaşamanın önemli olduğuna dikkat çekilir.
Zen Budizminde en çok Lankavatara, Elmas ve Platform (Altıncı Pirin Platform Sutrası) Sutralarına önem verilir.
Arık Ülke Budizmi veya Amidism'de ise meditasyon ve deneyimleme
değil, iman ön plandadır. Amida Buddha'nın adı sürekli tekrarlanır,
böylece öldükten sonra "Arık Ülke" denilen Samsara'nın dışında olduğu
kabul edilen bir boyutta yeniden doğulacağına ve oradan da Nirvana'ya
daha kolay ulaşılacağına inanılır.
Arık Ülke Budizmi kendi içinde kollara ayrılır bunlardan en katısı
Jodo Shinshu adı verilen Japon Arık Ülke okuludur. Bu okula göre
kişinin kendini kurtarması imkânsızdır; Gautama Buddha'nın öğrettikleri
ile dahi kurtuluş artık mümkün değildir (Mappo),
günümüzde insanoğlu kendini asla kurtaramayacak bir haldedir.
Dolayısıyla meditasyonun veya deneyimlemenin yararı yoktur, kişinin tek
yapması gereken Amida Buddha'nın adını Namu Amida Butsu şeklinde
sürekli tekrarlaması (Nembutsu), onun gücüne inanması ve böylece
öldükten sonra Arık ülkede doğabilmesidir.
Arık Ülke Budistlerinin en önemli saydıkları Sutralar: Amitabha Sutra, Infinite Life Sutra ve Visualization Sutra'dır.
Niçiren Budizmi tüm Budist mezhepleri içinde en katı olanıdır, diğer
bütün Mahayana okullarını "ortodoksluktan, doğru öğretilerden sapma"
olarak görür, diğer okullardan farklı olarak en çok Lotus Sutra'ya önem verir.
açıklayan ve bunların giderilmesinin yollarını gösteren bir öğretiler
topluluğudur. Farklı bakış açılarına göre din veya felsefe olduğu kabul
edilir. Budizm'de öğretilerin ana çatısını, meditasyon gibi içe bakış
yöntemleri, reenkarnasyon denilen doğum ölüm döngüsünün tekrarı ve karma denilen neden-sonuç zinciri gibi kavramlar oluşturmaktadır.
Budizm Sanskritçe ve Pali dillerinindeki eski Budist metinlerinde 'uyanmış kişi - farkında olan' anlamına gelen Buddha kelimesinden gelir. Çağımızın Budası da denilen Siddhartha Gautama Budizm'in kurucusu olarak kabul edilir.
Budizm Siddhartha Gautama'nın ölümünden sonra 500 sene boyunca Hindistan Yarımadasında, daha sonra Asya ve dünyanın geri kalanında yayılmaya başladı.
Tarihçe [değiştir]
Budizm M.Ö. 563-M.Ö. 483 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen, bugün Buddha olarak bilinen Siddhartha Gautama
tarafından kurulmuştur. Siddhartha Gautama kuzey Hindistan'da bir prens
olarak doğduktan sonra, hayattaki acıları sona erdirmek için bir yol
bulmak amacıyla krallığını terk etmiş ve uzun çalışmalar sonucunda
aydınlanmaya ulaşmıştır.Diğer kak dinler gibi bozulan bir dinin
peygamberi olabileceği tatısılmaktadır.
Siddhartha Gautama'nın, Nepal'deki Lumbini'de[1] doğduğu düşünülmektedir. Yaygın olmamakla birlikte Hindistan-Nepal sınırındaki Kapilavastu'da
doğduğuna dair iddialar da vardır. Geleneksel olarak kabul edilen yaşam
hikâyesi şöyledir: Siddhartha Gautama klanı ve Sakya kabilesinden bir
prens olarak dünyaya gelir. Doğumundan kısa bir süre sonra babası Kral Suddhodana'yı bilge olduğu varsayılan bir kişi ziyaret eder. Siddhartha hakkında "Bu çocuk ya muhteşem bir kral (chakravartin), veya muhteşem bir kutsal adam (Sadhu) olacak"
der. Siddhartha'nın ileride kral olarak yerine geçmesini arzulayan
babası ise, onun yaşamı boyunca acı ve ölüm gibi hayatın gerçeklerinden
habersiz sarayda yaşamasına çaba gösterir. Bundan dolayı Siddhartha
hayatının ilk 29 yılını insan nefsinin arzu edebileceği her tür
zenginliğin içinde yaşamıştır. Babasının çabalarına rağmen Prens
Siddharta 29 yaşındayken, ilk kez bir yaşlı insanın acı çektiğini
görür. Bu olaydan sonra sarayın dışında yaptığı gezintilerde, hasta bir
adam, çürümüş bir ceset ve çileci bir derviş[2] görünce hayatın ızdırap içerdigini farkeder ve acıyı altetmek için çileci bir derviş olarak yaşamaya karar verir.
Derviş olmak için görkemli hayatı arkasında bırakarak sarayından
ayrılan Siddhartha, başlangıçta çeşitli dervişlere katılarak onların
çileci öğretilerini izler. Bu dervişler toplumdan ayrı, yoksun bir
hayat sürerek açlık, kendine eziyet gibi çeşitli yöntemlerle
nefislerini engellemeye çalışmaktadırlar. Uzun süre bu yoksun hayatı
izleyen Siddhartha bu yöntemlerin insana açlığa dayanma, hassas
fısıltılar duyma, vücutta ağrı hissetmeme gibi olağanüstü ruhani güçler
kazandırdığını farkeder, ancak aynı zamanda vucuduna zarar verdigini de
görür.[3]
Siddhartha, bu yöntemlerin aradığı cevaba ulaşmasına katkıda
bulunmadığını, prens olarak zenginlikler içindeki hayatında olduğu gibi
tatminsizlik ve huzursuzluk yarattığına karar verir. Böylelikle çileci
yaşamına son vererek anapanasati[4]
denilen "nefesi dikkatle takip etme" meditasyonunu geliştirir. Çileci
yaşam yerine, ne nefsin her isteğine boyun eğen, ne de vücudu
yıpratacak kadar mahrum bırakan, Orta Yol olarak tanınan bir
yaşam şekli geliştirir. Söylenceye göre çileci hayatı terk etmesi bir
gün köylü bir kızın getirdiği süt ve pirinç muhallebisini kabul
etmesiyle olur; ve bir incir ağacının altında nefes meditasyonuna oturur. 49 günlük meditasyondan sonra, 35 yaşındayken ilmini tamamlar ve günümüz Bodh Gaya'sında bulunan bu ağacın altında aydınlanmaya ulaşır.
Aydınlanmasından sonra Buda veya Gautama Buddha adını alarak öğretilerini yaymaya başlar. Hindistan'ın kuzeyini, Ganj kıyılarının kutsal kenti Benares ve dolaylarını yeni felsefesini anlatarak gezen Gautama Buddha, kayıtlara göre 80 yaşında Kuşinigar'da (Hindistan) ölmüştür.
Gautama Buddha'nın ölümünden sonra Budizm Güneydoğu, Doğu ve Kuzey
Asya'da yayılmıştır. 20. yüzyıla gelindiğinde Avrupa ve Amerika'da da
ilgi görmeye başlayan Budizm, pekçok farklı mezhep ya da okula
ayrılmıştır.
Mezhepler [değiştir]
Bugün genelde kabul gören sınıflandırmaya göre, Budizmde başlıca dört akım vardır. Bunlar:
- Güney Budizmi, Theravada, Güneydoğu Asya Budizm veya Pali Budizmi olarak da bilinir. Takipçileri başlıca Sri Lanka, Myanmar, Tayland, Laos, Kamboçya ve Malezya, Vietnam, Çin, Bangladeş'te bulunur.
- Doğu Budizmi, Doğu Asya Budizmi, Çin Budizmi, Çin-Japon Budizmi olarak da bilinen Mahayana'dır. Takipçileri başlıca Çin, Vietnam, Kore, Japonya, Singapur, Rusya'nın bazı bölgelerinde bulunur.
- Kuzey Budizmi, Tibet Budizmi, Tibet-Moğol Budizmi, Lamaizm, Vajrayana olarak da bilinir. Tibet, Moğolistan, Bhutan başlıca olmak üzere Nepal, Hindistan, Çin, Rusya ve Türki Orta Asya'da takip edilir.
- Batı ülkeleri: Budizm özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ABD, Avustralya, ve çeşitli Avrupa
ülkelerinde de kök salmıştır. Batıda Budizmin dini özelliklerinden çok,
felsefi ve psikolojik özellikleri, meditasyon ve zihin terbiyesi
unsurları vurgulanmaktadır.
Hinayana (küçük taşıt) adı da verilen Theravada
Budizmi (eskilerin yolu), bireyleri bu dünyanın sıkıntı ve
ızdıraplarından kurtarmayı amaçlar. Yani, öncelikle bireyin yazgısını
ve kurtuluşunu dikkate alır. Buna göre, acı çekmekten kurtulmanın tek
yolu, yaşamdan el etek çekerek, Nirvana'ya ulaşmakla elde edilebilecek olan ahlak yetkinliğidir. Buna karşın Mahayana Budizmi (büyük taşıt),
bireyden çok tüm insanlığı, yani bütünü dikkate alır. Bu anlayışa göre,
büyük borç gerçekte tüm insanlığa hizmet ettikten sonra ödenmiş
olacaktır ve bireyin yalnızca kendisini kurtarmasının hiçbir önemi
yoktur. Üçüncü büyük mezhep olan Vajrayana, Mahayana'dan türemiş
tantrik bir okuldur. Felsefi açıdan Mahayana'dan çok farklı değildir
ancak uygulamada yepyeni yöntemler ekler.
Bütün Budist mezhepler "yeniden doğum" (reankarnasyon) ve karma inançlarını kabul eder. Karuna adı verilen Budist merhamet anlayışı da tüm okullarda ortaktır. Bundan başka bütün Budist mezhepleri ve okulları Dört Yüce Gerçek, Sekiz Aşamalı Asil Yol, 12 halkalı nedensellik yasası gibi temel Budist öğretileri kabul eder.[5]
Theravada [değiştir]
Budist Tapınak, Chiangmai, Tayland
Güney Budizm, Pali Budizm, ya da Mahayana Budistleri tarafından
"Hinayana" (küçük taşıt) olarak da nitelendirilen, Budizmin en eski
okulunun günümüzdeki tek temsilcisidir;[6] disipline ve monastik hayata büyük önem verilir; rahipler için katı kuralları vardır. Theravada yalnızca Pali derlemesi'ni
kabul eder, Mahayana mezhebinden farklı olarak mistisizm ve mistik
spekülasyonlara yer verilmez, felsefidir; ruhun ve Tanrı'nın olmadığı
olgusu üzerine en çok duran Buddhizm mezhebidir.
Mahayana mezhebinden farklı olarak yalnızca Gautama Buddha'nın
öğretilerinin "üstün" olduğu kabul edilir, daha sonra aydınlanan ve
"Buddha" olarak isimlendirilen kişiler Gautama seviyesinde değillerdir,
Mahayana'nın aksine diğer Buddha'ların da değil yalnızca Gautama'nın
öğretileri kutsal metin olarak kabul edilir. Nirvana'ya ulaşmak için
pek çok kere ölüp yeniden doğarak "gelişmek" gereklidir.
Mahayana [değiştir]
Ana madde: Mahayana
Mahayana mezhebi içinde, her biri farklı Sutraları vurgulayan, farklı okulları barındırır. En önemlileri, Arık Ülke Budizmi, Zen Budizm ve Niçiren Budizmi'dir.
Pali Derlemesi, Mahayanacılar için sadece "başlangıç" seviyesinde olan kutsal metinlerdir. Theravada'dan farklı olarak pek çok Mahayana Sutrası kabul edilir. Hatta kimi okullar bunların öğreti olarak Pali derlemesinden daha ileri seviyede ve üstün olduğu söylenir.
Mahayana Budizmine göre Buda-doğası
herkesin içinde bulunur. Aydınlanmaya ulaşabilmiş çeşitli üstün
varlıkların insanlara yardım edebileceği inancı, göksel mekanlar ve
zengin bir kozmografyaya sahiptir.
Nanshan Chan tapınağı, Longkou Yantai, Çin
Zen
Budizmi Japon ve Çin olmak üzere başlıca iki okula ayrılır. Çin'de bu
okula "Chan" adı verilir. Japon Zen'inden farklı olarak biraz daha
felsefidir ve Shurangama Sutra'ya ayrıca önem verilir. Japon Zen'inde
başlıca Rinzai, Soto ve Obaku okulları vardır. Rinzai okulu koanlara fazlaca önem vermesiyle tanınır.
Zen Budizmi kavramlardan ve kelimelerden daha çok anlamın, mananın
üzerinde durmaktadır. İnanca olduğu kadar meditasyona ve kişisel deneye
verdiği önemle diğer Budist okullarından ayrılır. Yeniden doğum olgusu
üzerinde fazla durulmaz, anı yaşamanın önemli olduğuna dikkat çekilir.
Zen Budizminde en çok Lankavatara, Elmas ve Platform (Altıncı Pirin Platform Sutrası) Sutralarına önem verilir.
Arık Ülke Budizmi veya Amidism'de ise meditasyon ve deneyimleme
değil, iman ön plandadır. Amida Buddha'nın adı sürekli tekrarlanır,
böylece öldükten sonra "Arık Ülke" denilen Samsara'nın dışında olduğu
kabul edilen bir boyutta yeniden doğulacağına ve oradan da Nirvana'ya
daha kolay ulaşılacağına inanılır.
Arık Ülke Budizmi kendi içinde kollara ayrılır bunlardan en katısı
Jodo Shinshu adı verilen Japon Arık Ülke okuludur. Bu okula göre
kişinin kendini kurtarması imkânsızdır; Gautama Buddha'nın öğrettikleri
ile dahi kurtuluş artık mümkün değildir (Mappo),
günümüzde insanoğlu kendini asla kurtaramayacak bir haldedir.
Dolayısıyla meditasyonun veya deneyimlemenin yararı yoktur, kişinin tek
yapması gereken Amida Buddha'nın adını Namu Amida Butsu şeklinde
sürekli tekrarlaması (Nembutsu), onun gücüne inanması ve böylece
öldükten sonra Arık ülkede doğabilmesidir.
Arık Ülke Budistlerinin en önemli saydıkları Sutralar: Amitabha Sutra, Infinite Life Sutra ve Visualization Sutra'dır.
Niçiren Budizmi tüm Budist mezhepleri içinde en katı olanıdır, diğer
bütün Mahayana okullarını "ortodoksluktan, doğru öğretilerden sapma"
olarak görür, diğer okullardan farklı olarak en çok Lotus Sutra'ya önem verir.