Yezidilik (Arapça: يزيدية, Farsça:یزیدیان, Kürtçe: Êzidîtî,
Êzidîyên), Ortadoğu kökenli bir dindir. Şeyh Adi tarafından
kurumlaştırılmış olan bu dinde inananların çoğunluğu Kürt olup,
ağırlıklı olarak Irak'ın Musul kentinde yaşamaktadırlar. Suriye,
Türkiye, İran, Gürcistan ve Ermenistan'da da cemaatleri bulunan
Yezidiler'in bugünkü toplam sayısının 1,000,000 civarında olduğu tahmin
edilmektedir. Ayrıca başta Almanya ve İsveç olmak üzere Avrupa
ülkelerinde de birçok göçmen Yezidi yaşamaktadır.
1970'li yıllara kadar özellikle Urfa-Viranşehir'de yoğun olarak
yaşayan ve sayıları 80.000'i bulan Türkiye Yezidileri, 1980'lerle
beraber yurtdışına göç etmeye başlamışlardır. 1985 yılında 23.000'e
inen sayıları, 2007 yılında 377'ye kadar (Urfa'da 243, Batman'da 72,
Mardin'de 51, Diyarbakır'da 11 kişi) gerilemiştir. Türkiye
Yezidilerinin büyük bir kısmı bugün Almanya'da yaşamaktadır, Avrupa
Parlamentosu üyesi Feleknas Uca bunlardan biridir.
Din
Laliş (Kuzey Irak)Yezidilik'n önceki ilahi dinlerde anlatılan,
Düşmüş meleğin, yaratıcının buyruğuna rağmen insan karşısında eğilmeyip
saygı göstermemesi, onun aslında ne kadar asil olduğunun tüm evrene
ispatıdır ve yaratıcı tarafından sınanmıştır. İşte bu sınavı başarı ile
verip tüm insanlığın ve dünya işlerinin başına geçme hakkını
kazanmıştır diye düşünülür.
Ancak burada düşmüş meleğin sahip olduğu özellikler diğer dinlerden
farklıdır. Yezidilikte tanrı dünyanın sadece yaratıcısıdır, ancak
sürdürücüsü değildir. Tanrısal iradenin vücut bulması için Düşmüş melek
bir nevi aracılık rolü üstlenmiştir. Düşmüş melek olan Melek Tavus
(Kürtçe: Tawûsê Melek, Melekê Tavis) olarak adlandırılır ve bir tavus
kuşu ile simgelenir. Tanrı özünde iyilikle dolu olduğundan ibadet edip
onun gönlünü kazanmak gerekmez. Aksine ibadetin ona değil içi
kötülüklerle dolu olana, Tavus'a yapılması ile kötülüğün en büyük
kaynağından korunulur. Bu anlamda iyilik ve kötülüğün kaynağı aslında
Melek Tavus'tur. Ahiret inancı gibi sonradan hesap verilecek bir yerin
varlığı söz konusu değildir. İnsanın inanışına ve yaşayışına göre dünya
cennete de cehenneme de dönüşebilir. Melek Tavus bütün bu işlerin
denetleyicisi ve tanrının bu dünyadaki gölgesidir.
Ayrıca Yezidilik'teki Melek Tavus incancı ile eski Zerdüştlük ve
Mitraizm'den etkilenmiştir. Günümüzde, Yezidiler oldukça kapalı ve
geleneklerine bağlı olarak kültürlerini devam ettirmektedirler.
19.yüzyılın sonlarında Mardin'li YezidilerBaşlangıçta Tanrı Azda
kendi ateşinden Melek Tavus'u yaratır ve ona evreni ve insanı yaratma
görevini verir. Bununla birlikte yaradılış işinde Tavus'a yardımcı
olacak altı melek daha yaratır. Bunun üzerine Melek Tavus, Azda'nın
verdiği buyruk doğrultusunda ve yine Azda'dan aldığı bir toz ile Erkek
ile Kadın'ı, ve evreni yaratır. Ayrıca ayak işlerini görmesi için de
dört tane de cin.
Daha sonra Melek Tavus yarattığı bu iki insanı takdim etmek üzere
Azda'nın yanına gider ve Azda Melek Tavus'a "Bundan sonra bu iki insana
tabi olacaksın" der. Bunun üzerine Melek Tavus "Bu iki insanı yaratan
yoktan vareden benim niçin onlara tabi olayım ben sadece beni yaratan
sana tabi olur, sana ibadet ederim" der.
Bu ilk iki insandan toplam 80 çocuk dünyaya gelir. Daha sonra bu ilk
iki insan, ideal insan konuda anlaşmazlığa düşerek kavgaya tutuşurlar
ve sınavdan geçirilmelerine karar verilir. Her ikisi de bir küpe
ruhlarını, düşüncelerini doldururlar ve ağzını kapatırlar. 40 gün sonra
Erkek olanın küpünden Şahid bin Car adında güzel bir genç çıkar.
Kadınınkinden ise sürüngenler, akrepler, çıyanlar.
Adam Şahid bin Car'ı o kadar sever ki diğer 80 çocuğuyla artık
ilgilenmez olur. Bu da kadın ve 80 çocuğu arasında kıskançlık ve
nefrete neden olur. Karar verirler Şahid bin Car öldürülecektir. Kadın
bir parola belirler ve suikastın yapılacağını bu parolayla
bildireceğini söyler. Ancak her şeyi bilen ve duyan Melek Tavus'u
hesaba katmamıştır Melek Tavus, yarattığı dört cine emir verir ve
cinler gece olunca bu 80 çocuğun ağızlarına üflerler. Uyandıklarında
80'i de farklı dil konuşmaktadırlar. Bu sebeple annelerinin söylediği
parolayı da anlayamazlar Şahid bin Car böylelikle Melek Tavus'un
sayesinde kurtulur.
Daha sonra Şahid bin Car'a dişi bir melek gönderilir ve bundan olan
çocuklar Yezidilerin atalarını oluşturur, diğer 80Çocuktan dünyaya
gelenlerse diğer insanları oluştururlar.
Yezidiler kendilerine "Azday Halkı" adını verirler. İnançları arasında.
Yezidiler'in iki kutsal kitabı olduğu ortaya atılmış;
1. Meshaf Reş (Kürtçe: Mishefa Reş, 'Kara Kitap'):
15. yy da yazıldığı ortaya atılmış olan ve Yezidiler'in mitolojisini
anlatan bir eser. Ayrıca kitabın sonunda Yezidiler'in yapmalarının
yasak olduğu şeyler bildirilir.
2. Kitab el Celve (Kürtçe: Kitêbê Cilwe, 'Tanrısal İzahatlar'):
Daha geniş bir zaman diliminde yazılmış, Yezidiler'i bilgilendiren
bir kitaptır. Bu kitabın içide bu kitabın sadece Yezidiler tarafından
okunması gerektiği ve yabancıların eline geçmemesi gerektiği söylenir.
Beş bölümden oluşur.
Birinci Bölüm: Melek Tavus'un ezeli oluşu, ve sıfatları. Diğer dinlerin
artık hükümsüz oluşu ve kitaplarının geçerlililiğini yitirmiş olduğu.
İkinci Bölüm: Ödül ve Ceza, Reenkarnasyon.
Üçüncü Bölüm: Herşeyin Melek Tavus'un denetiminde olduğunu anlatan bölüm.
Dördüncü Bölüm: Mevsimler, yasalar ile ilgili bilgiler ve yabancı inançlara kapılmamak gerektiğine dair uyarılar.
Beşinci Bölüm: Kendisini simgeleyen kavramlara saygılı olmayı buyuran bölüm.
Bugün çağdaş dilbilimciler bu eserlerin aslında Yezidilerin kutsal
kitabı olmadığını kabul ederler ve yukarıda geçen iki eserin de eski
çağlara dayanmadığı kanıtlanmıştır. Bunun en büyük sebebi Yezidiliğin
büyük ölçüde sözlü bir edebî geleneğe dayanmasıdır; bu sebeple büyük
İbrahimî dinlerdeki gibi bir yazılı kutsal metin mevcut değildir.
Bununla birlikte son zamanlarda Yezidiler ritüellerde kullandıkları
şarkılar gibi çeşitli dinî sözlü edebiyatı yazılı forma geçirmeye ve
basmaya başlamışlardır.
Êzidîyên), Ortadoğu kökenli bir dindir. Şeyh Adi tarafından
kurumlaştırılmış olan bu dinde inananların çoğunluğu Kürt olup,
ağırlıklı olarak Irak'ın Musul kentinde yaşamaktadırlar. Suriye,
Türkiye, İran, Gürcistan ve Ermenistan'da da cemaatleri bulunan
Yezidiler'in bugünkü toplam sayısının 1,000,000 civarında olduğu tahmin
edilmektedir. Ayrıca başta Almanya ve İsveç olmak üzere Avrupa
ülkelerinde de birçok göçmen Yezidi yaşamaktadır.
1970'li yıllara kadar özellikle Urfa-Viranşehir'de yoğun olarak
yaşayan ve sayıları 80.000'i bulan Türkiye Yezidileri, 1980'lerle
beraber yurtdışına göç etmeye başlamışlardır. 1985 yılında 23.000'e
inen sayıları, 2007 yılında 377'ye kadar (Urfa'da 243, Batman'da 72,
Mardin'de 51, Diyarbakır'da 11 kişi) gerilemiştir. Türkiye
Yezidilerinin büyük bir kısmı bugün Almanya'da yaşamaktadır, Avrupa
Parlamentosu üyesi Feleknas Uca bunlardan biridir.
Din
Laliş (Kuzey Irak)Yezidilik'n önceki ilahi dinlerde anlatılan,
Düşmüş meleğin, yaratıcının buyruğuna rağmen insan karşısında eğilmeyip
saygı göstermemesi, onun aslında ne kadar asil olduğunun tüm evrene
ispatıdır ve yaratıcı tarafından sınanmıştır. İşte bu sınavı başarı ile
verip tüm insanlığın ve dünya işlerinin başına geçme hakkını
kazanmıştır diye düşünülür.
Ancak burada düşmüş meleğin sahip olduğu özellikler diğer dinlerden
farklıdır. Yezidilikte tanrı dünyanın sadece yaratıcısıdır, ancak
sürdürücüsü değildir. Tanrısal iradenin vücut bulması için Düşmüş melek
bir nevi aracılık rolü üstlenmiştir. Düşmüş melek olan Melek Tavus
(Kürtçe: Tawûsê Melek, Melekê Tavis) olarak adlandırılır ve bir tavus
kuşu ile simgelenir. Tanrı özünde iyilikle dolu olduğundan ibadet edip
onun gönlünü kazanmak gerekmez. Aksine ibadetin ona değil içi
kötülüklerle dolu olana, Tavus'a yapılması ile kötülüğün en büyük
kaynağından korunulur. Bu anlamda iyilik ve kötülüğün kaynağı aslında
Melek Tavus'tur. Ahiret inancı gibi sonradan hesap verilecek bir yerin
varlığı söz konusu değildir. İnsanın inanışına ve yaşayışına göre dünya
cennete de cehenneme de dönüşebilir. Melek Tavus bütün bu işlerin
denetleyicisi ve tanrının bu dünyadaki gölgesidir.
Ayrıca Yezidilik'teki Melek Tavus incancı ile eski Zerdüştlük ve
Mitraizm'den etkilenmiştir. Günümüzde, Yezidiler oldukça kapalı ve
geleneklerine bağlı olarak kültürlerini devam ettirmektedirler.
19.yüzyılın sonlarında Mardin'li YezidilerBaşlangıçta Tanrı Azda
kendi ateşinden Melek Tavus'u yaratır ve ona evreni ve insanı yaratma
görevini verir. Bununla birlikte yaradılış işinde Tavus'a yardımcı
olacak altı melek daha yaratır. Bunun üzerine Melek Tavus, Azda'nın
verdiği buyruk doğrultusunda ve yine Azda'dan aldığı bir toz ile Erkek
ile Kadın'ı, ve evreni yaratır. Ayrıca ayak işlerini görmesi için de
dört tane de cin.
Daha sonra Melek Tavus yarattığı bu iki insanı takdim etmek üzere
Azda'nın yanına gider ve Azda Melek Tavus'a "Bundan sonra bu iki insana
tabi olacaksın" der. Bunun üzerine Melek Tavus "Bu iki insanı yaratan
yoktan vareden benim niçin onlara tabi olayım ben sadece beni yaratan
sana tabi olur, sana ibadet ederim" der.
Bu ilk iki insandan toplam 80 çocuk dünyaya gelir. Daha sonra bu ilk
iki insan, ideal insan konuda anlaşmazlığa düşerek kavgaya tutuşurlar
ve sınavdan geçirilmelerine karar verilir. Her ikisi de bir küpe
ruhlarını, düşüncelerini doldururlar ve ağzını kapatırlar. 40 gün sonra
Erkek olanın küpünden Şahid bin Car adında güzel bir genç çıkar.
Kadınınkinden ise sürüngenler, akrepler, çıyanlar.
Adam Şahid bin Car'ı o kadar sever ki diğer 80 çocuğuyla artık
ilgilenmez olur. Bu da kadın ve 80 çocuğu arasında kıskançlık ve
nefrete neden olur. Karar verirler Şahid bin Car öldürülecektir. Kadın
bir parola belirler ve suikastın yapılacağını bu parolayla
bildireceğini söyler. Ancak her şeyi bilen ve duyan Melek Tavus'u
hesaba katmamıştır Melek Tavus, yarattığı dört cine emir verir ve
cinler gece olunca bu 80 çocuğun ağızlarına üflerler. Uyandıklarında
80'i de farklı dil konuşmaktadırlar. Bu sebeple annelerinin söylediği
parolayı da anlayamazlar Şahid bin Car böylelikle Melek Tavus'un
sayesinde kurtulur.
Daha sonra Şahid bin Car'a dişi bir melek gönderilir ve bundan olan
çocuklar Yezidilerin atalarını oluşturur, diğer 80Çocuktan dünyaya
gelenlerse diğer insanları oluştururlar.
Yezidiler kendilerine "Azday Halkı" adını verirler. İnançları arasında.
- Dünya sonsuzdur, dünyayı yaratan tanrı onu asla yıkmaz.
- Doğanın korunması ve doğaya saygıyı benimserler.
- Günde üç defa güneşe dönerek ibadet edilir.
- Çarşamba gününü dinlenme günü olarak kabul ederler çünkü, Melek
Tavus'un yaratıldığı gün, İlk iki insanın yaratıldığı gün ve Şahid bin
Car'ın meydana geldiği gündür çarşamba. - Sonradan Yezidi olmaya izin verilmez.
- Şeytan'ın adını telaffuz etmek haramdır
- Şeytan'ın adını anımsatan kelimeleri anmak (Kitan, Şar, Şat, mel'un, na'l) haramdır.
Yezidiler'in iki kutsal kitabı olduğu ortaya atılmış;
1. Meshaf Reş (Kürtçe: Mishefa Reş, 'Kara Kitap'):
15. yy da yazıldığı ortaya atılmış olan ve Yezidiler'in mitolojisini
anlatan bir eser. Ayrıca kitabın sonunda Yezidiler'in yapmalarının
yasak olduğu şeyler bildirilir.
2. Kitab el Celve (Kürtçe: Kitêbê Cilwe, 'Tanrısal İzahatlar'):
Daha geniş bir zaman diliminde yazılmış, Yezidiler'i bilgilendiren
bir kitaptır. Bu kitabın içide bu kitabın sadece Yezidiler tarafından
okunması gerektiği ve yabancıların eline geçmemesi gerektiği söylenir.
Beş bölümden oluşur.
Birinci Bölüm: Melek Tavus'un ezeli oluşu, ve sıfatları. Diğer dinlerin
artık hükümsüz oluşu ve kitaplarının geçerlililiğini yitirmiş olduğu.
İkinci Bölüm: Ödül ve Ceza, Reenkarnasyon.
Üçüncü Bölüm: Herşeyin Melek Tavus'un denetiminde olduğunu anlatan bölüm.
Dördüncü Bölüm: Mevsimler, yasalar ile ilgili bilgiler ve yabancı inançlara kapılmamak gerektiğine dair uyarılar.
Beşinci Bölüm: Kendisini simgeleyen kavramlara saygılı olmayı buyuran bölüm.
Bugün çağdaş dilbilimciler bu eserlerin aslında Yezidilerin kutsal
kitabı olmadığını kabul ederler ve yukarıda geçen iki eserin de eski
çağlara dayanmadığı kanıtlanmıştır. Bunun en büyük sebebi Yezidiliğin
büyük ölçüde sözlü bir edebî geleneğe dayanmasıdır; bu sebeple büyük
İbrahimî dinlerdeki gibi bir yazılı kutsal metin mevcut değildir.
Bununla birlikte son zamanlarda Yezidiler ritüellerde kullandıkları
şarkılar gibi çeşitli dinî sözlü edebiyatı yazılı forma geçirmeye ve
basmaya başlamışlardır.