DEĞİŞEN DÜNYA ve 2012
Dünya belirgin bir değişim yaşıyor. Belki Maya'ların 21 Aralık 2012
fenomeni ile de ilişkilendirilebilecek bu oluşumlar şuan bilmediğimiz
veya farkında olmadığımız bir olay için zemin hazırlıyor olabilir.
Artık biz insanlarda sık sık değişen, alışık olmadığımız hava
koşullarına, sellere, ani bastıran şiddetli soğuklara karşı, neler
oluyor? Hiç böyle olmamıştı gibi söylemlerle tepkiler vermeye başladık.
Gerçektende neler oluyor dünya'mıza?
Neler olabileceğine bakmadan önce gelin degişimi düşündüren olaylara bakalım.
NEDEN 2012?
1- MAYA KEHANETİ
Bu konuyu yazarken amacımız insanları korkutmak ve karamsarlığa
sürüklemek değil, şuan pekçok bilim adamının kafasını meşgul eden bir
konuyla ilgili sizlerinde haberdar olmanızı sağlamaktır. Felaket
tellallığından öte, eğer bir felaket gerçekleşecekse, buna hazırlıklı
olmak amaçtır. Çünkü, medeniyetimizi devam ettirmek her türlü amacın
üzerindedir. Bireysel düşünmeyi bir kenara bırakıp, toplum olarak ortak
değerlerimizi ön plana taşımalıyız. Bu illa bir felaket olacak diye
değil, yaşam kalitemizi arttırmak ve gerçekten "torunlarımıza"
yaşanabilir bir medeniyet bırakmak içinde gerekli.
Bu noktadan hareketle neden 2012 sorusunun cevabını ele
alalım.Aslında tam olarak 21 Aralık 2012 (veya bazılarına göre 22
Aralık) tarihi ve sonrası olarak ifade edilen fenomenin çıkış noktası
eski bir Güney Amerika medeniyeti olan Maya'ların kullandığı takvim
sistemidir. Özellikle 1990'lardan sonra gelişim gösteren bu konu
hakkında en ciddi araştırmalardan birini Amerikalı araştırmacı John
Major Jenkins yapmış ve bunu 1997 yılında yayınladığı "Maya
Cosmogenesis 2012" isimli kitapta ortaya koymuştu. Şimdi ayrıntılarıyla
inceleyelim.
1- Maya Takvimi
Mayalar şaşırtıcı bir astronomi bilgisine sahip bir medeniyetti.
Sadece Güneş, Ay ve Mars gibi bugün amatör gözlemcilerin dahi
gözlemleyebildiği yakın cisimlerle değil, neredeyse bütün uzak
yıldızları, yıldız gruplarını ve bunların hareketlerini
gözlemlemişlerdi. Hatta bu gözlemleri sayesinde bir yılı bizim bugün
süper bilgisayarlarla hesapladığımız süreden milyonda bir hata payı ile
hesaplamışlardı. Zamanı ölçmede hassas hesaplara ulaşmak için
döngülerden ve iki ayrı takvimden yararlanmışlardı. Bunların ilki,
“kutsal takvim” olarak bilinen ve 20’şer günlük 13 aydan oluşan
“Tzolkin” (Gün Sayımı) denen döngüdür. Bu döngü, 13 rakam ve 20 ismin
oluşturduğu kombinasyonları içerir ve 260 günlük sürecin bitiş günü “13
Ahau”dur. “Haab” adını taşıyan bir ikinci takvim, bugün bizim
kullandığımız güneş takviminin çok benzeridir ve yine 20’şer günlük 18
aydan oluşur. “Uinal” olarak adlandırılan bu 20 günlük ayların toplamı
360 gün yapar ve Maya zaman ölçümünde buna “tun” adı verilir. Normal
güneş yılı için gerekli olan 5 artık gün, 5 tanrının adıyla “tun”a
eklenir (aynı Mısır ve Sümer’de olduğu gibi!) Her iki döngünün gün
sayıları ancak 52 güneş yılı sonra eşitlenir. Tzolkin ile Haab’ın
bitişleri aynı güne denk gelir yani, Tzolkin’e göre 13 Ahau gününde,
Haab da sona ermiştir. Ve diğer döngüleri şu şekildedir:
GÜN SAYISI İSMİ
1 Kin
20 Uinal
360 Tun
7200 Katun
144000 Baktun
İşte Mayaların efsanevi “Long Count” yani “Uzun Sayım” dedikleri
süreç, 13 Baktun’a eşittir (1.872.000 gün = 5125,36 güneş yılı) Maya
tarihinde “başlangıcı” olarak belirlenmiş noktayı bilmezsek, yukarıdaki
hesabı yapamayız. Bizim takvim sistemimize göre bu an, İsa’nın doğduğu
varsayılan yıldır. Gregoryen takvimimizde biz bu yılı “0” olarak kabul
eder ve öncesini, sonrasını buna göre hesaplarız. Mayalarda da bu
tarihin başlangıcı 0.0.0.0.0 günü olmalıdır; yani herşeyin başlangıç
noktası Arkeolojik bulgular ve Karbon-14 yöntemi yardımıyla yapım
tarihi bizim takvimimize göre büyük bir kesinlikle belirlenen birkaç
tapınakta (İzapa, Chichen Itza ve Monte Alban’da) Maya rahiplerinin,
yapılış tarihini belgeleyen Uzun Sayım tarihleri de bulunmuş ve yanılma
payıyla birlikte Milattan Önce 11 Ağustos 3114 tarihi 0.0.0.0.0 noktası
olarak tespit eidlmiştir. Ve buna göre 13.0.0.0.0 tarihi 21 Aralık 2012
gününe denk gelmektedir.
ÖRNEK
“11 . 2 . 5 . 1 . 4 ”
“11 baktun, 2 katun, 5 tun, 1 uinal ve 4 kin”
11 x 144.000 + 2 x 7200 + 5 x 360 + 1 x 20 + 4 = 1600224
1 Güneş yılı = 365,242
1600224 / 365,242 = 4381,27
“11 . 2 . 5 . 1 . 4 ”
4381,27 YIL EDİYOR.
2- O günün özelliği nedir?
Maya takviminin 21 Aralık 2012'de bitmesinde ne var diye soruyor
olabilirsiniz. Aslında bu tarih tespit edildikten sonra
araştırmacılarında kafasına takılan soru buydu. Ve ilk akla gelende,
astronomide bu kadar ileri bir toplumun bu tarihide bir astronomik
oluşumla ilişkilendirmiş olma olasılığıydı. Bu yönde yapılan
araştırmalar bu fikrin doğru olduğunu ortaya koydu.
Bilindiği gibi 21 Aralık tarihi yılın en kısa günüdür. John Major
Jenkins, 21 Aralık 2012’de gökyüzünde oluşan astronomik konumların,
oldukça sıradışı birleşmelere işaret ediyor. Bunların en önemlisi,
gezegenlerin ve Ay’ın üzerinde hareket ettiği, “Ekliptik” olarak
adlandırdığımız “tutulum çemberi”nin, tam 21 Aralık günü Samanyolu’nun
dünyadan görülen ekvatoral çizgisiyle kesişmesi. Bu kesişmenin, modern
astronomik ölçümlere göre "galaksimizin merkezi” olduğu belirlenen
noktada (süper karadeliklerden biri olduğu düşünülüyor.) gerçekleşmesi,
bu tarihi daha da ilginç kılıyor. Ama daha ilginci, 21 Aralık günü
Güneş’in de tam “gündönümü” sırasında bu noktayla aynı hizaya gelmesi.
Astronomik deyişle “Gündönümü Güneşi”, Ekliptik ile Samanyolu kuşağının
“galaksi merkezi” olduğu belirlenen noktayla aynı hizada kesiştiği
koordinata yerleşiyor. Bu birleşim, Mayalara göre, “Güneşler” olarak
adlandırdıkları devrelerin beşincisinin noktalandığı anı
belirlemekte.Maya kozmogonisine göre, dünyanın geçmişi, 13 Baktun’luk
(aşağı yukarı 5125 yıl) devrelerden oluşur ve bunların her birinin
bitimi, dünya için radikal değişimler ve büyük yenilikler içerir.
İçinde bulunduğumuz devre, Mayalara göre beşinci ve son devredir ve
13.0.0.0.0 tarihinde son bulacaktır. Bizim takvimimize göre sözü edilen
bu tarih, 21 Aralık 2012’ye denk gelmektedir.
Mayaların bugüne ilişkin öngörüleri,efsaneleri veya kehanetleri ise
gerçekten çarpıcı. Buna geçmeden önce bir bilgiyi daha vermek gerekli.
İçinde bulunduğumuz galaksi milyonlarca yıldıza sahip olmasına rağmen,
galaksimizin merkezi olarak gösterilen nokta yıldız miktarının gayet
seyrek olduğu bir nokta. Yaklaşık 25,800 yılda toplam 4 kere (dünyanın
presession süresi) galaksi merkezimizle,
1- " A door into the heart of space and time will open" , Zamanın ve uzayın kalbindeki kapı açılacak
2- " The cosmos will be reborn or recreated " , Evren yeniden doğacak, yeniden yaratılacak
3- " We will reach the Zero Point of the process - a moment of
collective spiritual birth " , Döngünün sıfır noktasına erişeceğiz,
toplu ruhsal doğuş anı
4- “…our basic orientations will be inverted. On the level of human
civilization, our basic assumptions and foundation values will be
exposed, and we will have the opportunity to embrace values long since
driven under the surface of our collective consciousness”
Bizim basit doğamız ters yüz olacak.
Aslında tek önemli tarih 21 Aralık değil 2012 yılı için. Mayaların
astronomi birikimlerinde , Boğa takımyıldızındaki Pleiades grubunun
ayrı bir önemi var. G Bu yıldız grubunun gökyüzünün tepe noktasından
(“Zenith” noktası) geçişi, Mayalar için önemli bir olaydı ve genellikle
Tzolkin ile Haab’ın son günlerinin çakıştığı 52 yıllık dönemin sonunda
yaşandığı için de fazlasıyla önemsenirdi. Monte Alban’dan İzapa’ya dek
birçok kentte, gökyüzünün tepe noktasını gözlemlemek için hizalanmış
şaftlara sahip yapılar bulunmuştur. Bu gözlem noktalarında başını
yukarı kaldırıp belli bir anda daracık şafttan gökyüzüne bakan
gözlemci, yalnızca Zenith noktasını görürdü. Meksika’nın güneyinde,
İzapa’nın bulunduğu paralel üzerinde Güneş – Pleiades buluşması,
presesyon etkisinden bağımsız olarak her yıl, ilkbahar ekinoksundan 61
gün sonra gerçekleşir. Günümüzde bu tarih, Güneş’in Boğa Burcu’na
girdiği 20 Mayıs tarihine denk gelmektedir. Bu buluşma Zenith’te
gerçekleşirse? Mayıs 2000'deki gezegen dizilimini hatırlayacaksınız.
Ama ondan çok daha önemli birşeyi çoğunluğumuz bilmiyoruz Mayalarca
önemli olduğu yeterince vurgulanan gün, Güneş – Pleiades – Zenith
buluşmasıdır ve bu astronomik olayın gerçekleşme tarihi de 20 Mayıs
2000’dir. Mayalar, 13 Baktun’un hemen öncesine denk gelen bu astronomik
buluşmayı, bir sürecin başlangıcını işaretlemek için kullanmışlardı
Ünlü Kukulkan piramidinin tepesinde, doğrudan Zenith’e yöneltilmiş,
çıngıraklı yılan kuyruğu biçiminde bir sütun yer alır. Çıngıraklı
yılanın kuyruğundaki “çıngırak” işaretleri, Maya kültüründe Pleiades’in
simgesidir. Çıngırağın biraz aşağısında, “Ahau yüzü” olarak
adlandırılan bir kabartma vardır ve bu da, Güneş’i simgelemektedir. Bir
bütün olarak Kukulkan piramidinin tepesindeki şekil, Güneş – Pleiades –
Zenith buluşmasına işaret etmektedir yani.
Dünya belirgin bir değişim yaşıyor. Belki Maya'ların 21 Aralık 2012
fenomeni ile de ilişkilendirilebilecek bu oluşumlar şuan bilmediğimiz
veya farkında olmadığımız bir olay için zemin hazırlıyor olabilir.
Artık biz insanlarda sık sık değişen, alışık olmadığımız hava
koşullarına, sellere, ani bastıran şiddetli soğuklara karşı, neler
oluyor? Hiç böyle olmamıştı gibi söylemlerle tepkiler vermeye başladık.
Gerçektende neler oluyor dünya'mıza?
Neler olabileceğine bakmadan önce gelin degişimi düşündüren olaylara bakalım.
NEDEN 2012?
1- MAYA KEHANETİ
Bu konuyu yazarken amacımız insanları korkutmak ve karamsarlığa
sürüklemek değil, şuan pekçok bilim adamının kafasını meşgul eden bir
konuyla ilgili sizlerinde haberdar olmanızı sağlamaktır. Felaket
tellallığından öte, eğer bir felaket gerçekleşecekse, buna hazırlıklı
olmak amaçtır. Çünkü, medeniyetimizi devam ettirmek her türlü amacın
üzerindedir. Bireysel düşünmeyi bir kenara bırakıp, toplum olarak ortak
değerlerimizi ön plana taşımalıyız. Bu illa bir felaket olacak diye
değil, yaşam kalitemizi arttırmak ve gerçekten "torunlarımıza"
yaşanabilir bir medeniyet bırakmak içinde gerekli.
Bu noktadan hareketle neden 2012 sorusunun cevabını ele
alalım.Aslında tam olarak 21 Aralık 2012 (veya bazılarına göre 22
Aralık) tarihi ve sonrası olarak ifade edilen fenomenin çıkış noktası
eski bir Güney Amerika medeniyeti olan Maya'ların kullandığı takvim
sistemidir. Özellikle 1990'lardan sonra gelişim gösteren bu konu
hakkında en ciddi araştırmalardan birini Amerikalı araştırmacı John
Major Jenkins yapmış ve bunu 1997 yılında yayınladığı "Maya
Cosmogenesis 2012" isimli kitapta ortaya koymuştu. Şimdi ayrıntılarıyla
inceleyelim.
1- Maya Takvimi
Mayalar şaşırtıcı bir astronomi bilgisine sahip bir medeniyetti.
Sadece Güneş, Ay ve Mars gibi bugün amatör gözlemcilerin dahi
gözlemleyebildiği yakın cisimlerle değil, neredeyse bütün uzak
yıldızları, yıldız gruplarını ve bunların hareketlerini
gözlemlemişlerdi. Hatta bu gözlemleri sayesinde bir yılı bizim bugün
süper bilgisayarlarla hesapladığımız süreden milyonda bir hata payı ile
hesaplamışlardı. Zamanı ölçmede hassas hesaplara ulaşmak için
döngülerden ve iki ayrı takvimden yararlanmışlardı. Bunların ilki,
“kutsal takvim” olarak bilinen ve 20’şer günlük 13 aydan oluşan
“Tzolkin” (Gün Sayımı) denen döngüdür. Bu döngü, 13 rakam ve 20 ismin
oluşturduğu kombinasyonları içerir ve 260 günlük sürecin bitiş günü “13
Ahau”dur. “Haab” adını taşıyan bir ikinci takvim, bugün bizim
kullandığımız güneş takviminin çok benzeridir ve yine 20’şer günlük 18
aydan oluşur. “Uinal” olarak adlandırılan bu 20 günlük ayların toplamı
360 gün yapar ve Maya zaman ölçümünde buna “tun” adı verilir. Normal
güneş yılı için gerekli olan 5 artık gün, 5 tanrının adıyla “tun”a
eklenir (aynı Mısır ve Sümer’de olduğu gibi!) Her iki döngünün gün
sayıları ancak 52 güneş yılı sonra eşitlenir. Tzolkin ile Haab’ın
bitişleri aynı güne denk gelir yani, Tzolkin’e göre 13 Ahau gününde,
Haab da sona ermiştir. Ve diğer döngüleri şu şekildedir:
GÜN SAYISI İSMİ
1 Kin
20 Uinal
360 Tun
7200 Katun
144000 Baktun
İşte Mayaların efsanevi “Long Count” yani “Uzun Sayım” dedikleri
süreç, 13 Baktun’a eşittir (1.872.000 gün = 5125,36 güneş yılı) Maya
tarihinde “başlangıcı” olarak belirlenmiş noktayı bilmezsek, yukarıdaki
hesabı yapamayız. Bizim takvim sistemimize göre bu an, İsa’nın doğduğu
varsayılan yıldır. Gregoryen takvimimizde biz bu yılı “0” olarak kabul
eder ve öncesini, sonrasını buna göre hesaplarız. Mayalarda da bu
tarihin başlangıcı 0.0.0.0.0 günü olmalıdır; yani herşeyin başlangıç
noktası Arkeolojik bulgular ve Karbon-14 yöntemi yardımıyla yapım
tarihi bizim takvimimize göre büyük bir kesinlikle belirlenen birkaç
tapınakta (İzapa, Chichen Itza ve Monte Alban’da) Maya rahiplerinin,
yapılış tarihini belgeleyen Uzun Sayım tarihleri de bulunmuş ve yanılma
payıyla birlikte Milattan Önce 11 Ağustos 3114 tarihi 0.0.0.0.0 noktası
olarak tespit eidlmiştir. Ve buna göre 13.0.0.0.0 tarihi 21 Aralık 2012
gününe denk gelmektedir.
ÖRNEK
“11 . 2 . 5 . 1 . 4 ”
“11 baktun, 2 katun, 5 tun, 1 uinal ve 4 kin”
11 x 144.000 + 2 x 7200 + 5 x 360 + 1 x 20 + 4 = 1600224
1 Güneş yılı = 365,242
1600224 / 365,242 = 4381,27
“11 . 2 . 5 . 1 . 4 ”
4381,27 YIL EDİYOR.
2- O günün özelliği nedir?
Maya takviminin 21 Aralık 2012'de bitmesinde ne var diye soruyor
olabilirsiniz. Aslında bu tarih tespit edildikten sonra
araştırmacılarında kafasına takılan soru buydu. Ve ilk akla gelende,
astronomide bu kadar ileri bir toplumun bu tarihide bir astronomik
oluşumla ilişkilendirmiş olma olasılığıydı. Bu yönde yapılan
araştırmalar bu fikrin doğru olduğunu ortaya koydu.
Bilindiği gibi 21 Aralık tarihi yılın en kısa günüdür. John Major
Jenkins, 21 Aralık 2012’de gökyüzünde oluşan astronomik konumların,
oldukça sıradışı birleşmelere işaret ediyor. Bunların en önemlisi,
gezegenlerin ve Ay’ın üzerinde hareket ettiği, “Ekliptik” olarak
adlandırdığımız “tutulum çemberi”nin, tam 21 Aralık günü Samanyolu’nun
dünyadan görülen ekvatoral çizgisiyle kesişmesi. Bu kesişmenin, modern
astronomik ölçümlere göre "galaksimizin merkezi” olduğu belirlenen
noktada (süper karadeliklerden biri olduğu düşünülüyor.) gerçekleşmesi,
bu tarihi daha da ilginç kılıyor. Ama daha ilginci, 21 Aralık günü
Güneş’in de tam “gündönümü” sırasında bu noktayla aynı hizaya gelmesi.
Astronomik deyişle “Gündönümü Güneşi”, Ekliptik ile Samanyolu kuşağının
“galaksi merkezi” olduğu belirlenen noktayla aynı hizada kesiştiği
koordinata yerleşiyor. Bu birleşim, Mayalara göre, “Güneşler” olarak
adlandırdıkları devrelerin beşincisinin noktalandığı anı
belirlemekte.Maya kozmogonisine göre, dünyanın geçmişi, 13 Baktun’luk
(aşağı yukarı 5125 yıl) devrelerden oluşur ve bunların her birinin
bitimi, dünya için radikal değişimler ve büyük yenilikler içerir.
İçinde bulunduğumuz devre, Mayalara göre beşinci ve son devredir ve
13.0.0.0.0 tarihinde son bulacaktır. Bizim takvimimize göre sözü edilen
bu tarih, 21 Aralık 2012’ye denk gelmektedir.
Mayaların bugüne ilişkin öngörüleri,efsaneleri veya kehanetleri ise
gerçekten çarpıcı. Buna geçmeden önce bir bilgiyi daha vermek gerekli.
İçinde bulunduğumuz galaksi milyonlarca yıldıza sahip olmasına rağmen,
galaksimizin merkezi olarak gösterilen nokta yıldız miktarının gayet
seyrek olduğu bir nokta. Yaklaşık 25,800 yılda toplam 4 kere (dünyanın
presession süresi) galaksi merkezimizle,
1- " A door into the heart of space and time will open" , Zamanın ve uzayın kalbindeki kapı açılacak
2- " The cosmos will be reborn or recreated " , Evren yeniden doğacak, yeniden yaratılacak
3- " We will reach the Zero Point of the process - a moment of
collective spiritual birth " , Döngünün sıfır noktasına erişeceğiz,
toplu ruhsal doğuş anı
4- “…our basic orientations will be inverted. On the level of human
civilization, our basic assumptions and foundation values will be
exposed, and we will have the opportunity to embrace values long since
driven under the surface of our collective consciousness”
Bizim basit doğamız ters yüz olacak.
Aslında tek önemli tarih 21 Aralık değil 2012 yılı için. Mayaların
astronomi birikimlerinde , Boğa takımyıldızındaki Pleiades grubunun
ayrı bir önemi var. G Bu yıldız grubunun gökyüzünün tepe noktasından
(“Zenith” noktası) geçişi, Mayalar için önemli bir olaydı ve genellikle
Tzolkin ile Haab’ın son günlerinin çakıştığı 52 yıllık dönemin sonunda
yaşandığı için de fazlasıyla önemsenirdi. Monte Alban’dan İzapa’ya dek
birçok kentte, gökyüzünün tepe noktasını gözlemlemek için hizalanmış
şaftlara sahip yapılar bulunmuştur. Bu gözlem noktalarında başını
yukarı kaldırıp belli bir anda daracık şafttan gökyüzüne bakan
gözlemci, yalnızca Zenith noktasını görürdü. Meksika’nın güneyinde,
İzapa’nın bulunduğu paralel üzerinde Güneş – Pleiades buluşması,
presesyon etkisinden bağımsız olarak her yıl, ilkbahar ekinoksundan 61
gün sonra gerçekleşir. Günümüzde bu tarih, Güneş’in Boğa Burcu’na
girdiği 20 Mayıs tarihine denk gelmektedir. Bu buluşma Zenith’te
gerçekleşirse? Mayıs 2000'deki gezegen dizilimini hatırlayacaksınız.
Ama ondan çok daha önemli birşeyi çoğunluğumuz bilmiyoruz Mayalarca
önemli olduğu yeterince vurgulanan gün, Güneş – Pleiades – Zenith
buluşmasıdır ve bu astronomik olayın gerçekleşme tarihi de 20 Mayıs
2000’dir. Mayalar, 13 Baktun’un hemen öncesine denk gelen bu astronomik
buluşmayı, bir sürecin başlangıcını işaretlemek için kullanmışlardı
Ünlü Kukulkan piramidinin tepesinde, doğrudan Zenith’e yöneltilmiş,
çıngıraklı yılan kuyruğu biçiminde bir sütun yer alır. Çıngıraklı
yılanın kuyruğundaki “çıngırak” işaretleri, Maya kültüründe Pleiades’in
simgesidir. Çıngırağın biraz aşağısında, “Ahau yüzü” olarak
adlandırılan bir kabartma vardır ve bu da, Güneş’i simgelemektedir. Bir
bütün olarak Kukulkan piramidinin tepesindeki şekil, Güneş – Pleiades –
Zenith buluşmasına işaret etmektedir yani.